Giriş Sayfası Forum Anasayfası Forum Anasayfası <>5Tarihî Süreçte; <>5Mezar Çeşitleri - Yüzey Araştırmaları - İlgili Haberler <>5Muhtelif Haberler...
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Priamos Hazinesi - Video

 Cevap Yaz Cevap Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
magistratus Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
Magistratus

Kayıt Tarihi: 31/Aralık 2017/2006
Son Giriş: 15/Şubat 2017/2011
Konum: Globe
Durum:
Gönderilenler: 397
  Alıntı magistratus Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Priamos Hazinesi - Video
    Gönderim Zamanı: 09/ocak 2017/2009 Saat 14:56

Truva Hakkında Bilgilendirme;

Alman Tüccar Heinrich Schliemann İliada'yı defalarca okuyup, inceledikten sonra, Homeros'un anlattığı Troia'nın, yani İlios kentinin, Çanakkale Boğazı'nın (Hellespont) güneyinde yer alan, 100x250 metre boyutlarındaki Hisarlık Tepesi'nde aranması gerektiğine inanmıştı. Bu ören yeri, Ege kıyılarından yaklaşık 6 km, Çanakkale Boğazı kıyısından ise 4.5 km uzaklıkta, stratejik açıdan önemli bir noktada, Skamander (Karamenderes) ve Simoeis (Dümrek) vadileri arasında uzanan kireç taşı bir yükseltinin ucundadır. 1863-1865 yılları arasında Troia'da küçük çaplı kazılar yapan Frank Calvert (konsolos, yöreyi iyi tanıyan bir bilimadamı ve eski eser koleksiyoncusu), Hisarlık Tepesi'nin bir höyük olduğunun daha önceleri farkına varmıştı.

1.-9. Kazı Sezonları
Geniş çaplı ilk kazılar (1870 yılındaki sondajlardan sonra) 1871-1874 yılları arasında, dokuz çalışma döneminde tamamlanmıştır. Bu kazılar, 1890'a kadar, bu uğurda servetinin büyük bir bölümünü harcayan Schliemann başkanlığında yapılmıştır. Schliemann, Troia II dönemini İliada'daki Troia olarak kabul eder ve bu döneme ait tabakalarda ünlü "Priamos Hazinesi"ni bulur. Schliemann'ın ölümünden sonra, 1893 ve 1894 yıllarında çalışma arkadaşı mimar Wilhelm Dörpfeld kazı başkanlığını üstlenerek çalışmaları geçici bir sonuca ulaştırır. Dörpfeld, Troia VI döneminin görkemli savunma duvarlarını ortaya çıkarmıştır. Bu dönem "Homeros'un Troiası" olarak tanımlanmıştır.

Schliemann'ın amaçlarını gerçekleştirmedeki inatçılığı, insanlara ve arkeolojik buluntulara karşı olan tutumu, (özellikle "hazine buluntularına") değişik çevreler tarafından çok yönlü suçlanmasına yol açmıştır. Bugünün gözüyle bakıldığında, bu eleştirilerin haklı nedenlere dayandığı söylenebilir; çünkü o, bulduğu eserleri yasal olmayan yollardan yurt dışına kaçıran bir arkeolojik hazine arayıcısıydı ve hep de öyle anıldı.

Arkeolojik kazı yöntemlerinin yeni gelişmeye başladığı bu dönemde Troia, yeni yöntemlerin uygulandığı bir kazı yeriydi. Başlangıçta, bilinçsizce yapılan çalışmalar neticesinde önemli bağlantılar gözden kaçmış ve birçok şey tahrip edilmiştir. Bununla birlikte Schliemann kısa bir sürede Troia'daki farklı katları ayırabilmiş ve çeşitlilik gösteren çanak çömlekleri gruplandırabilmiştir. Frank Calvert, Rudolf Wirchow (patolog, antropolog, tarihöncesi arkeoloğu), Wilhelm Dörpfeld öneri ve çalışmalarıyla kazıya destek olmuştur.
Hisarlık'ta birbiri üstüne yükselen tabakalar aşağıdan yukarıya doğru I-IX olarak adlandırılmıştır. Bu tabakalanmayı Dörpfeld'in dikkatli gözlemlerine borçluyuz.

O dönemdeki çalışmalar sırasında bile çeşitli doğabilim yöntemleri uygulanmıştır. Kazı alanındaki çalışmalara paralel olarak, Troia çevresi de örnek alınacak düzeyde araştırılmıştır. Paşatepe, Beşik-Sivritepe ve diğer mezar tepeleri, Hanaytepe ve Karaağaçtepe gibi yerleşim alanları da kazılmıştır.

Troia kazıları, dünya kamuoyunda arkeolojik çalışmalara karşı büyük bir ilgi uyandırmıştır. Schliemann kazılarındaki deneyimler kazı bilimine öncülük etmiş; bilimsel sonuçları ise, öncelikle Türkiye'nin batısı ve komşu bölgelerinde yapılan daha sonraki araştırmaların temelini oluşturmuştur.

Buluntuların çoğunluğu İstanbul, Atina ve Berlin müzelerindedir. 10,000'in üzerindeki eserin kopyaları eğitim amacıyla çeşitli üniversite ve müze koleksiyonlarına dağıtılmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonunda Berlin'deki kıymetli eserler Moskova ve St. Petersburg'a götürülmüş, diğerleri ise savaş sırasında ya tahrip olmuş ya da kaybolmuşlardır (yaklaşık yarısı). Eski Troia kazılarından çıkan buluntular günümüzde dünyanın farklı ülkelerindeki elliden fazla müzeye dağılmış durumdadır.

Hisarlık/Troia'nın, günümüzde dolmuş olan Ege Denizinin Beşik Koyu'ndaki limanı ve çevresindeki mezar tepeleri Üvecik Tepe ile Beşik-Sivirtepe 1924 yılındaki küçük kazılarla (Wilhelm Dörpfeld, Oscar Mey ve Martin Schede tarafından) araştırılmıştır.


10.-16. Kazı Sezonları


1932-1938 yılları arasında Troia'da yedi sezon daha kazı yapılmıştır. Bu çalışmalar Cincinnati Üniversitesi'nden (ABD) Carl W. Blegen tarafından gerçekleştirilmiştir. Dönemin kazı tekniği ile yapılan çalışmalarda höyükte 46 yapı evresi saptanmıştır. Blegen, Troia VIIa dönemini Troia Savaşı'nın geçtiği kentle özdeşleştirmiştir. Bu araştırmalar sırasında doğal çevre de çalışma kapsamına alınmıştır. Ayrıca Hamit Zübery Koşay'la birlikte Kumtepe, Karatepe, Ballıdağ ve Eski Hisarlık'ta kazılar yürütülmüştür. Buluntular İstanbul ve Çanakkale Arkeoloji müzelerindedir.

1981 yılındaki Beşik koyu yüzey araştırması ve 1982-87 yılları arasında her yıl yapılan, koyun kuzeyindeki kazılar (Beşik-Yassıtepe, Beşik-Sivritepe, Beşik Mezarlığı) Manfred O. Korfmann (Tübingen Üniversitesi) başkanlığında gerçekleştirilmiştir.

17. Kazı Sezonu (Kazılar hala devam etmekte)
Manfred O. Korfmann başkanlığındaki uluslararası (öncelikle Türk, Alman ve Amerikalılar'dan oluşan) bir ekip 1988 yılında, 50 yıllık bir aradan sonra, Troia'da yeniden kazılara başladı. Kazılar her yıl yaz aylarında devam ettirilmektedir. Yeni dönem çalışmalarında Yunan ve Roma Dönemi sonuçları Ch. Brian Rose'un araştırmalarına dayanır. Güncel kazı sonuçlarını her yıl yayınlanan Studia Troica'da okuyabilirsiniz. 2003 yılına kadar Troia ve çevresindeki araştırmalara 20 farklı ülkeden 350'nin üzerinde biliminsanı katılmıştır. Yayın hazırlıkları yoğun bir şekilde devam etmektedir. Ekip üyesi ve çeşitli araştırmacıların yaptığı yayın sayısı 2004 yılına kadar 180'e ulaşmıştır. 120 bilim insanının kaleminden çıkan bu yayınlar toplam 6000 sayfa civarındadır. Bütün yayınlar şimdiye kadar elde edilen sonuçların ne kadar kapsamlı olduğuna işaret etmektedir. Kazıdan çıkan buluntular Çanakkale Arkeoloji Müzesi'nde korunmakta ve sergilenmektedir.

Prof. Korfmann'ın 2005 yılında vefatından sonra, Tübingen Üniversitesi, Prehistorya ve Protohistorya Bölümünden, Prof. Dr. Ernst Pernicka ve Dr. Peter Jablonka aynı ekiple kazıları sürdürmektedirler.



Düzenleyen magistratus - 26/ocak 2017/2009 Saat 15:40
Yukarı Dön
karabakir Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 01/ocak 2017/2009
Son Giriş: 10/ocak 2017/2009
Durum:
Gönderilenler: 4
  Alıntı karabakir Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/ocak 2017/2009 Saat 17:48
bU GİBİ BELGESELLER GERÇEKTEN ÇOK FAYDALI, TEŞEKKÜRLER  MAGİSTURATUS.
MİKRO ELEKTRONİK MÜHENDİSİ
Yukarı Dön
ahmet3334 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 19/ocak 2017/2009
Son Giriş: 15/Nisan 2017/2012
Durum:
Gönderilenler: 6
  Alıntı ahmet3334 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 20/ocak 2017/2009 Saat 16:13
merhabalar
ben bir turist rehberiyim ve troya ya sayısız defalar gittim ve troya denilen bu bölge ile ilgili hemen her şeyi okudum. şunun için yazıyorum troya en az 3000 sene önceki bir masal şehirdir ve bu masalın veya mitolojik öykü diyelim hiç bir gerçek karşılığı yoktur bu öyküyü yazan homeros (2500 sene önce yaşamış kör ve elinde sazıyla masallar anlatan bir ozan)kendi dediğine göre kendisinden 500 sene önce olan bir savaşı anlatmaktadır yani günümüzden 3000 sene önceki bir savaş fakat bu hikayeyi anlatırken zamanının puta tapıcı sapık diniyle bütünleştirmiş hikayede bir çok tanrıya yer vermiştir ki zeus hera athena vs.gibi tanrıların gerçekte olmadığı bilinmektedir ve anlatılan savaşla İLGİLİ ÇOK FAZLA ABARTI VARDIR. anacak 5000 senedir insanlar bu bölgede defalarca yerleşmişler bunun 3 sebebi var
1 içilebilir su
2 çanak çömlek yapmaya elverişli toprak
3 stratejik konum
BUGÜN TROYA OLDUĞU SÖYLENEN BU YER BİR TURİZM PAZARLAMA SI SONUCU REKLAMI YAPILAN FAKAT GERÇEK TROYA OLDUĞUNA BİLİM ADAMLARINCA PEK İNANILMAYAN BİR BÖLGEDİR.ÇÜNKÜ BİR REHBER OLARAK EN BÜYÜK SIKINTIM OLAN HİÇ BİR YAZIT VE İSPAT GÖSTEREMEMEM DE BUNU DOĞRULAMAKTADIR.YANİ 150 SENEDİR KAZIYORLAR ÇIKAN BULUNTULARIN HİÇ BİRİNDE TROYANIN "T" Sİ BİLE YOK.BOL BOL ÇANAK ÇÖMLEK ÇIKIYOR VE BİR KAÇ YÜZ METREKARELİK ŞEHİRDEN ÇOK BİR KALE TİPİNDE BİR YER.YANİ KISACASI TURİST ÇEKMEYE YARIYOR AMA TROYA FALAN DEĞİL..
Yukarı Dön
halil11 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 10/ocak 2017/2009
Son Giriş: 10/Şubat 2017/2009
Durum:
Gönderilenler: 12
  Alıntı halil11 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 20/ocak 2017/2009 Saat 17:35
Ahmet bey, öncelikle hoş geldiniz. Bence bu kadar bilgi ve belge varken kimse itiraz edemz sanırım Truvanın varlığını, ben gittim ve gördüm, orası afsanelerde adı geçen gerçek Truvadır. Lütfen daha bilimsel olmaya çalışın. Yoksa Priamos'un hazinesi nasıl çıkacaktı oradan. Kabartmalar ve heykeller duruyor ortada ve öanak çömlekler dediğiniz ise birer belgedir.
Yukarı Dön
ahmet3334 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 19/ocak 2017/2009
Son Giriş: 15/Nisan 2017/2012
Durum:
Gönderilenler: 6
  Alıntı ahmet3334 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22/ocak 2017/2009 Saat 17:13

priamos hazinesi denilen bir kolye ve bir kaç takıdır ki ağırlığı 1 kiloyu geçmez ve altın maden çekiçle dövülerek şekillenmiş ve bayan takıları yapılmış olup o bölgede 2. katmanda bulunmuş yani 4500 sene öncesine tarihlenmektedir.schliemann bu hazineyi bu yerleşimin mezarlık kısmında bulmuştur ve priamos hazinesi olduğuna inanmıştır çünkü çok hayalperest birisi idi.ve bu hazineyi karısı sofiya ile alıp hemen almanyaya gitmiş ve gazetelerde priamos hazinesini bulan adam olarak lanse edilmiştir ve troya bulundu diye ortalığın altını üstüne getirmişlerdir.bu takılar berlin müzesinde sergilendikten sonra 2. dünya savaşı sonunda almanya ya giren rus askerler tarafından rusya ya götürülmüş bir süre çeşitli müzelerde sergilendikten sonra ortadan yok olmuştur.

aslında priamos diye birisi yaşasaydı 4500 sene öncesine ait değil 3000 sene öncesine ait bir hazine bulunmuş olurdu.ve bu hazine çekiçle dövülerek değil eritilen altınla daha farklı olurdu.bunu ben demiyorum bütün bilim adamları diyor.bir  heykel var alanın çıkşında kafası yok roma dönemine ait ve bir odeon var yine roma dönemi ama kabartma yok.bu roma dönemine ait şeyler o bölgenin son yaşayan insanlarıdır ki yine truva veya o anlama gelicek herhangi bir yazı veya delil yoktur.bu kadar özetledim normal yazmaya kalksam 2 saat yazarım truva ile ilgili.

Yukarı Dön
halil11 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 10/ocak 2017/2009
Son Giriş: 10/Şubat 2017/2009
Durum:
Gönderilenler: 12
  Alıntı halil11 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22/ocak 2017/2009 Saat 18:26
Öncelikle bu bir bilimsel açıklama değil, bir duygudur sizinki, zaten tahta atı mı bulmaları gerekiyor tam ispatı için, ağaç çoktan çürümüştür. Arkadaş senin yaklaşımın bana birazda şöyle bir anımı aklıma getirdi, bir gün Şehitlikleri dolaşırken otobüsteki klavuzun bize anlatırken hiç Türk askerinden ve Atatürkten bahsetmeden yeşil sarıklıların ve alman paşalarının zaferi gibi olayı aksettirmesine daha fazla dayanamayarak kendisini uyarmak zorunda kaldığımız o olayı hatırlatıyor, lütfen yani, kimin adamısın sen birader? Ashil'in mezarı bile orada, sırıtıp duruyor o tepecik, bir gün çıkaracaklar, eğer defineciler önce davranmazsa. Hazinelerle dolu oraları.
Yukarı Dön
ahmet3334 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 19/ocak 2017/2009
Son Giriş: 15/Nisan 2017/2012
Durum:
Gönderilenler: 6
  Alıntı ahmet3334 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 24/ocak 2017/2009 Saat 12:04
hocam ashil denilen mitolojik figur yani filmde brad pitt ilyada destanına göre ölümsüzdür yani bir masal kahramanısır yapma allahını seversen ne ashili ne priamosu bunlar masal kahramanları..bu benim mesleğim hemen kızma tabii ki inceliklerini bilicem sende kendi mesleğinin inceliklerini bilirsin ben de sana o konuda bi şey öğretemem yani şurda zıtlaşmaya gerek yok.
Yukarı Dön
halil11 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 10/ocak 2017/2009
Son Giriş: 10/Şubat 2017/2009
Durum:
Gönderilenler: 12
  Alıntı halil11 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 24/ocak 2017/2009 Saat 12:20
Orjinalini yazan: ahmet3334

hocam ashil denilen mitolojik figur yani filmde brad pitt ilyada destanına göre ölümsüzdür yani bir masal kahramanısır yapma allahını seversen ne ashili ne priamosu bunlar masal kahramanları..bu benim mesleğim hemen kızma tabii ki inceliklerini bilicem sende kendi mesleğinin inceliklerini bilirsin ben de sana o konuda bi şey öğretemem yani şurda zıtlaşmaya gerek yok.
Bütün bu söylediklerini belgelemen gerekiyor o halde, öyle varsayımla olmaz ki, nerede tezini ispat edecek belgeler, hani? İspat et e biz de inanalım o halde sayın Ahmet 3334
Yukarı Dön
 Cevap Yaz Cevap Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,156 Saniyede Yüklendi.