Trakyalı definecilerden şikayet... |
Cevap Yaz |
Yazar | |
magistratus
Yönetici Magistratus Kayıt Tarihi: 31/Aralık 2017/2006 Son Giriş: 15/Şubat 2017/2011 Konum: Globe Durum: Gönderilenler: 397 |
Alıntı Cevapla
Konu: Trakyalı definecilerden şikayet... Gönderim Zamanı: 05/Ağustos 2017/2010 Saat 03:23 |
Güvenilir bir kaynaktan aldığımız habere göre,
Kırklareli’nin Vize kazasında Kırım Hanları’na ait mezarlar varmış. Sırf
bu duyumla yetinip, hiçbir ön araştırma yapmadan bir arkadaşla yola
koyulduk, bugün Istranca Dağları’nın eteklerinde adı sanı unutulmuş
küçücük bir kasaba olan Vize’ye vardık. Bir kahve çardağının gölgesinde
yaşlı amcalara “Kırım Hanları’nın mezarlığı varmış, acaba nerede” diye
sorduk. Birden ortam gerildi, bizi defineci sandılar, kem-küm etmeye
başladılar. Trakya’da ne kadar boştagezer varsa hepsi defineci kesilmiş,
ahali de jandarma da bıkmış usanmış bu serserilerden. “Hayır, defineci
değiliz” dedikse de inandıramadık. İçlerinden biri, “Sofular köyüne
gelmeden sol tarafta makilik içinde bir mezarlık var” dedi ve sonra
ekledi; “aman sakın oraya gitmeyin”, çünkü jandarma pusu kurmuş, geleni
geçeni yakalayıp içeri atıyormuş.
Sofular’a gittik, bahsettikleri yeri binbir güçlükle bulduk. Fakat burası aradığımız mezarlık değildi, tahminimce pagan belki de paleolitik çağlardan kalma talan edilmiş bir yerdi. Defineciler araziyi köstebek yuvasına çevirmişler, taş taş üstünde kalmamış. Ne kitabe, ne lahit, hiçbir iz yok. Oradan can sıkıntısıyla dönüp Vize’de bir köfteciye girdik. Ona buna sormaya devam ettik, kimsenin ne Kırım Hanları’ndan ne de mezarlarından haberi yoktu, nihayet anlaşıldı ki yanlış iz peşideyiz, artık pes ettik aramaktan vazgeçtik. 16. YÜZYILDA CAMİYE ÇEVRİLMİŞ Yerli kaynaklarda Vize Ayasofyası’ndan ilk sözeden tabii ki Semavi Eyice olmuş. 1969 tarihli “Trakya’da Bizans Devrine Ait Eserler” adlı makalesinde, kilisenin 13. veya 14. yüzyıl eseri olduğunu söylüyor. Cyril Mango’ya göre, “Aya Sofya, Azize Genç Meryem’in Bizye Piskoposluk kilisesine gömüldüğü tarih olan 903 yılından önce yapılmış” olmalı. 2004’te burayı restoren eden arkeolog Franz alto Bauer ise, 8. veya 9. yüzyıldan kalma olduğunu “tahmin” ediyor. Yaşında kimsenin mutabık kalamadığı Ayasofya, gıcır gıcır yenilendikten sonra tekrar Gazi Süleyman Paşa Camii adıyla ibadete açılmış. O gün yanına vardığımızda kapalıydı ama kapıda bir cep telefonu numarası yazılıydı, çevirdik beş dakika sonra imam geldi, kapıyı açtı içeri girebildik. Kubbenin göbeğinde orjinal kalabilmiş süslemenin dışında kiliseden pek bir iz yok. İmam gencecik biri, Bursalı’ymış. Kilise hakında bir şey bilmiyor ama çok kibar bir imam. Yalnız cemaatten şikayetçi, cami merkeze uzak düştüğünden kimse namaza gelmiyormuş. O gün arayıp da bulamadığımız Kırım Hanları’na ait mezarların âkıbetini ancak İstanbul’a dönünce öğrenebildim. Meğer 1700’lerin başında Prut Savaşı’nda Ruslar’a karşı Osmanlı ordusuna büyük katkılar sağlayan bir Devlet Giray Han varmış. Ancak bu Han, aynı savaşta müttefikimiz olan İsveç Kralı Demirbaş Şarl’a kötü muamele edince Edirne’de derdest edilip buradan Rodos’a sürülmüş. 1713’te af edilerek Vize Sancağı’nda ikâmete mecbur edilmiş. Ölünce (Vize’de değil) Saray’da Ayaz Paşa Camii avlusuna gömülmüş. Düzenleyen magistratus - 05/Ağustos 2017/2010 Saat 03:53 |
|
Cevap Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |