Klasik ve Helenistik Dönemde Cam
Nereden Yazdırıldığı: Defineci Naci Baba
Kategori: Tarihî Süreçte;
Forum Adı: Cam & Camcılık
Forum Tanımlaması:
URL: http://www.nacibaba.com/forum_posts.asp?TID=104
Tarih: 06/Haziran 2017/2024 Saat 01:35 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 9.50 - http://www.webwizforums.com
Konu: Klasik ve Helenistik Dönemde Cam
Mesajı Yazan: magistratus
Konu: Klasik ve Helenistik Dönemde Cam
Mesaj Tarihi: 02/Kasım 2017/2008 Saat 11:41
Klasik Dönem: MÖ 6. ve 1. yüzyıllar arasında üretilmiş cam eserler arasında en büyük
payı, iç kalıplama yöntemiyle üretilmiş kaplar almaktadır. Bunlar
çoğunlukla kokulu yağlar, merhemler, parfüm ve kozmetik ürünler koymak
için yapılmış küçük şişelerden oluşmaktadır. Bu şişeler ve içerikleri
gündelik hayatın birer parçası olarak evlerde, kutsal mekanlarda
tanrılara adak ve cenaze törenlerinde ölüyü yağlamak için
kullanılmıştır. Biçim olarak Yunan kapları özellikle taklit edilmiştir;
fakat parlak renkleri ve canlı motifleriyle cam şişeler her zaman ön
planda olmuşlardır.
Birbirini izleyen üç üretim dönemi saptanmıştır. Her dönemin yeni bir
form grubu, süsleme motifleri, kulp biçimleri ve renk kombinasyonları
vardır. Akdeniz'i çevreleyen ülkelerde yaygın olarak gözlenmelerine
rağmen, kesin üretim yerleri henüz saptanamamıştır. Rodos, Kıbrıs,
güney İtalya ve Fenike'nin kıyı şehirleri olası üretim merkezleri
olarak önerilmiştir; ancak, özgün cam üreten birkaç merkezin varlığı
daha olası gözükmektedir.
MÖ 5. yüzyılda, balmumundan yapılmış veya balmumu sürülmüş tek parça
bir dış kalıba erimiş camın dökülerek şekil verilmesi anlamına gelen
"lost - wax" tekniğini kullanan yeni bir endüstri, Perslerin
himayesinde üretime başlamıştır. Modellerini dönemin madeni
eşyalarından kopya eden bu endüstri, çok özenle yapılmış lüks sofra
takımları üretmiştir. Bunların büyük çoğunluğu renksiz camdan, kaya
kristali taklit edilerek yapılmıştır. Pers Dönemine ait cam eserlerden
oluşan en büyük buluntu grubu, Persepolis'de MÖ 331 yılında Büyük
İskender'in Akamenid Krallığını zapt etmesi sırasında tahrip edilmiş
olan sarayın hazine dairesinden ele geçirilmiştir. Diğer örnekler ise,
birbirlerinden oldukça uzak ve farklı özelliklere sahip yerleşimlerden
elde edilmiştir. Bu nedenle, bu endüstrinin İran toprakları içerisinde
mi, yoksa batı eyaletlerinden birinde ve hatta İmparatorluğun en dış
sınırında yer alan Yunan şehirlerinden birinde mi faaliyet göstermiş
olduğunu belirlemek oldukça güçtür. Bununla beraber, Pers gümüş
takımları ile aralarındaki yakın benzerlikler, bu endüstrinin nerede
kurulmuş olursa olsun, Akamenid yöneticilerin himayesinde faaliyet
göstermiş olduğunu ortaya koymaktadır.
Helenistik Dönem: Helenistik Dönemde cam üreten başlıca iki önemli merkez vardır.
Bunlardan ilki, Suriye sahil şeridinde bulunan şehirler, diğeri ise
Mısır Ptolema Krallığının başşehri İskenderiye'dir. Suriye'de iç
kalıplama yöntemiyle üretilmiş geleneksel merhem şişelerinin üretimine
MÖ 1. yüzyıla kadar devam edilmiştir. Bunlara ek olarak, yine kalıplama
yöntemiyle oldukça çok sayıda kase üretilmiştir. Kaseler çoğunlukla
çizgi ve yiv bezelidir. Daha geç dönemlerde ise, yumrularla veya kısa
kaburgalarla da bezenmişlerdir. İskenderiye'de üretilmiş olan cam
eserlerin ise, daha gelişmiş bir teknikle üretilmiş ve daha zarif
görünümlü olduklarını görüyoruz. Kalıplama yöntemiyle üretilmiş ve
kesme yöntemiyle bezenmiş bu kaplar aynı zamanda çok değişik biçimlerde
üretilmişlerdir ve sanatsal yönleri de ağır basmaktadır. Bu dönemde
İskenderiyeli cam ustaları mozaik üretebilecek ve iki cam tabaka
arasına altından yapılmış bir levha ("sandwich gold - glass")
koyabilecek ustalığa ve bilgiye sahiptiler. Tüm bu eserler, Kanosa
Grubu olarak bilinen ve MÖ 3. yüzyılın ikinci yarısına
tarihlendirebilecek cam sofra takımları ile temsil edilmektedir.
Bunların, antik cam üreticileri tarafından planlanarak, tam set halinde
üretilmiş ilk yemek takımları olduğu iddia edilmektedir. Akamenid Dönem
camlarında olduğu gibi, bu takımların üretiminde de, o günlerin seramik
ve madeni eşyalarında yaygın olarak kullanılmış biçimler kopya
edilmiştir. Bu dönemden başlamak üzere camın, özellikle gümüş yemek
takımlarına ve kadehlere karşı daha cazip ve renkli bir alternatif
olarak daha çok tanınmaya ve önem kazanmaya başlamış olduğu açıkça
belli olmaktadır. Suriye ve İskenderiye'de üretilmiş olan cam eşyalar,
her ne kadar, İtalya Güney Rusya ve Küçük Asya'yı içine alan geniş bir
alan üzerine yayılmışlarsa da, üretimleri oldukça emek ve masraf
gerektirmekteydi. Bu nedenle, cam eşyalar diğer mallarla
kıyaslandıklarında her zaman için daha kıt ve pahalı mallar olarak
kalmışlardır. Üretimleri de, etkin Yunan şehirlerinin zengin
mensuplarının veya Helenistik Dönem kral ailelerinin himayesinde
sürmüştür.
-------------
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: Misafir
Mesaj Tarihi: 25/Kasım 2017/2008 Saat 11:28
HELLENİSTİK DÖNEMİN GÖRKEMİ Ardından gelen Hellenistik dönem, Anadolu’da takı sanatının ve kuyumculuk zanaatının doruğa ulaştığı dönemlerden biri oldu. Arkaik ve klasik çağlar boyunca hemen yalnızca tapınaklara adak ve mezarlara sunu olarak yapılan ve çok nadir kullanılan takılar, bu dönemde insanların gündelik yaşamlarına girdi. Trakya’da zengin maden yataklarının bulunması ve Pers hazinelerinde biriken altın ve gümüş stokları, dünyevi zevklerin en cezbedici olanına eğilimi artırdı. Bol bol insan ve hayvan figürleri kullanılan Hellenistik dönem takıları, bol granülasyon ve filigre ile zenginleşti. Daha önemlisi Hellenistik dönem, sadece değerli metallerin ve kimi zaman da yarı değerli taşların kullanıldığı takıların yerini artık değerli taşlarla bezeli mücevherlerin aldığı döneme işaret etti. Büyük İskender’in doğu seferleriyle Anadolu’ya taşınan zümrüt, yakut, agat, aquamarin, grena, karneol, sard, plasma, amatist gibi değerli taşlar, Hellenistik dönem takılarına yerleşti. Motiflerde de farklılıklar oluştu; menadlarla eroslar, zenci tasvirleri, aslan, boğa, geyik gibi hayvanların başları sıklıkla kullanılır oldu. Dönemin “moda”sı ise Herakles düğümlü takılardı... http://www.postimage.org/image.php?v=aV1E_1X0">
|
|