Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, bir
yılanın zehirli yada zehirsiz olduğunu saptamak, çoğu kez uzmanlık gerektiren
bir konudur. Her ne kadar Türkiye'de bulunan yılanların zehirleri, sağlıklı bir
insanı öldürecek kadar güçlü değilse de, yine de canınızı oldukça acıtabilir ve
ciddi yaralanmalara neden olabilir bu bakımdan dikkatli olmak gerekir. Şunu hiç
aklımızdan çıkartmayalım ki; Hiç bir yılan taciz edilmedikçe insanlara
saldırmaz ve ısırmaz, tersine insanlardan kaçar. Ayrıca zehirli yılanlar, tarım
alanları ve bahçelerdeki fare, köstebek gibi kemirgenleri yiyerek
beslendiklerinden, çok faydalı hayvanlardır.
Bu bakımdan bağ ve bahçelerinizdeki
yılanları; ister zehirli ister zehirsiz olsun öldürmeyiniz!
Ülkemizde bulunan 54 tür yılandan sadece 13 türü zehirli,
3 türü yarı zehirli, 38 türü ise zehirsizdir.
Yarı zehirli tabir ettiğimiz Colubridae familyasından yılanlar :
Malpolon monspessulanus (Çukurbaşlı
Yılan) Max boyu: 180cm - 2 Metre
Telescopus fallax (Kedi Gözlü Yılan) Max
boyu: 70-80cm türleridir
Telescopus nigriceps (Siyah Bantlı
Kedi Gözlü Yılan) Max boyu:68 cm.
Üstte gösterdiğimiz her üç yılanında zehir dişleri ağızın gerisinde bulunduğu için,
vücudun parmak gibi ince uzun kısımları, yılanın ağzına girmediği sürece
insanlar için tehlikesiz, ancak küçük kertenkele ve fareler için ölümcüldür.
Diğer 13 Zehirli yılan'ın 12'si Viperidae (Engerekgiller) Familyasına ait
olup, diğeri Elepidae familyasındandır zehirleri sağlıklı bir insan için
ölümcül olmasa bile (Acilen doktora gidilmelidir), ciddi yaralanmalara ve
sakatlıklara neden olabilir ayrıca oldukça can yakıcıdır. Bunlar:
Macrovipera lebetina (Vipera lebetina) (Koca Engerek) Max Boyu: 124cm
Montivipera albizona (Vipera albizona)
Montivipera xanthina (Vipera xanthina)
(Şeritli Engerek) Max Boyu: 80cm, nadiren 1m
Montivipera bulgardaghica (Vipera
bulgardaghica) (Bolkar Engereği)
Montivipera raddei (Vipera raddei) (Ağrı Engereği)Max Boyu: 1m
Montivipera wagneri (Vipera wagneri)
(Vagner Engereği) Max Boyu 50-90cm
Vipera ammodytes (Boynuzlu Engerek)
Maksimum boyu 1 Metre
Vipera barani (Baran Engereği) Max Boyu:
55cm
Vipera kaznakovi (Kafkas Engereği)
(Caucasian Viper) Max Boyu: 60 -70cm
Vipera pontica (Çoruh Engereği) Max Buyu:
50cm
Vipera anatolica (Vipera ursinii anatolica) (Anadolu Küçük
Engereği) Max Boyu: 50-60cm
Vipera eriwanensis (Vipera ursinii eriwanensis) (Küçük Engerek) Max
Boyu: 50-60cm
Walterinnesia aegyptia (Çöl Kobrası) Max
Boyu 120cm türleridir.
Bunların içinde büyüklük ve zehir keselerinin büyüklüğü bakımından
en tehlikeli olabilecek türler:
Macrovipera lebetina (Vipera lebetina) Max Boyu: 124cm
Montivipera xanthina (Şeritli
Engerek) Max Boyu: 80cm, nadiren 1m türleridir.
Vipera ammodytes (Boynuzlu Engerek)
Maksimum boyu 90cm - 1 Metre
Zehirli Yılan Isırması
Durumunda Yapılacaklar
Çok Önemli Not:
Yılan
sokması sonucu tedavi uygulanması tamamen doktorların işidir. Bu sayfada
yazılanlar, tamamen konu hakkında bilgi edinmek isteyen kişileri bilgilendirme
amacı taşımaktadır. Doktorculuk oynamak bazen yılan sokmasından daha tehlikeli
durumlara neden olabilir. Bu nedenle ısırma yerini mekanik emme usulüyle
emdikten (ağız ile değil) sonra hastayı fazla hareket ettirmeden en yakın
hastaneye sevk etmek, istenmeyen olayların meydana gelmemesi için yapılacak en
mantıklı hareket olacaktır. Tabii ki en akıllıcası kendinizi yılana hiç
ısırttırmamaktır. Bu sayfada yazılanların yanlış yorumlanması sonucu
oluşabilecek kötü durumlardan hiç bir sorumluluk kabul edilmez.
Giriş:
Zehirli yılan sokmalarında
yapılması gereken ilkyardımı bilmek bir çok bakımdan faydalı olacaktır ancak
daha önemlisi yılana kendinizi hiç ısırtmamaktır. Dolayısıyla kendinizi
yılanlara ısırtmamak için yapmanız gerekenleri bilirseniz tatsız durumlarla hiç
karşılaşmamız olursunuz.
Öncelikle yılanlar
insanlara durduk yere kesinlikle saldırmazlar, tersine kaçarlar. Bu bakımdan
bir yılanla karşılaştığınızda eğer kaçmıyorsa onu rahatsız etmeden yanından
geçebilirsiniz. Böyle bir durumda sopa ile yılanı rahatsız etmek veya taş
atarak kaçırmaya çalışmak doğru davranışlar değildir.
Yılanlar sağırdırlar ve
duyamazlar çünkü dış ve ortakulakları bulunmaz, sadece yerdeki titreşimleri
algılayabilirler, dolayısıyla normal bir yürüyüş temposuyla yürüdüğünüzde
çevredeki yılanlar titreşimleri algılayacak ve kaçacaklardır ancak sessizce
yürüdüğünüz takdirde bir yılanla karşılaçabilirsiniz ki bu durumda onu rahatsız
etmezseniz size karşı her hangi bir zararı olmayacaktır.
Yılanlar dişlerini bir
ayakkabıya yada kalın bir kot pantolana batıramazlar dolayısıyla bu gibi
yerlerde bu tür ayakkabı ve pantolonla dolaşanlar emniyette olacaklardır.
Bulunduğunuz ortamdaki kaya ve kütükleri asla kaldırmayınız.
Eğer kaldırmanız gerekirse kütüğü ileri doğru yuvarlamak yerine ilerisinden
tutup kendinize doğru çekin böylelikle yılan size doğru değil, ileri doğru
kaçacaktır.
Yılanlar aşırı
korkmadıkça, rahatsız edilmedikçe, köşeye sıkıştırılmadıkça ve üzerlerine
basılmadıkça asla bir insanı ısırmazlar. Türkiyedeki yılanların çoğunun
zehirleri sağlıklı bir insanı öldürecek düzeyde değildir yine de canınızı
oldukça yakabilir ve tedavi uygulanmazsa ciddi yaralanmalara neden olabilir
bazen de nekrozdan kaynaklanan organ kayıpları sözkonusu olabilir. Kalp ve
damar hastalıkları, şeker, tansyon ve böbrek yetmezliği durumları olan
kişilerde veya yüksek miktarda alkol almış kişilerde ise çok daha tehlikeli
sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu bakımdan yılan sokmaları ciddiye alınmalı ve en
kısa sürede bir hastaneye gitmelidir. Türkiye'de kayıtlara göre yılan
sokmasıyla ölüm olayına fazla rastlanmamakla birlikte tedbiri elden bırakmamak
da fayda vardır.
Yılanlar genellikle çalı
altlarında ve bir yere öbek olarak yığılmış, saman, yada çalı çırpı altında
saklandıklarından kamp yada piknik alanında ateş yakmak için çalı ararken
dikkatli olmalı ve bu gibi yerlere çıplak elinizi sokmamalıyız. Önce bir sopa
ile çalılarda gürültü yaparak yılanın kaçmasını sağlayınız.
Harabe, mezarlık yada terk
edilmiş kulube gibi yerlere girerken çok dikkatli olmalı bu ve bu gibi yerlerde
yılanların bulunabileceği düşünülmelidir.
Kamp kurarken kamp yeri
seçimi çok önemlidir, taşlık, kayalık ve çalılık yerlere kamp kurmayınız çünkü
bu gibi yerler yılanların sıkça bulunduğu ve bulunmaktan hoşlandığı yerlerdir.
Zehirli yılanlar
genellikle güneşin battığı ve doğduğu alacakaranlık saatlerinde ve gece
avlanırlar ve bu saatlerde ortaya çıkarlar bunun için ateş için odun toplama
işini bu saatlere bırakmayınız.
Yerde gördüğünüz delikler
genellikle tarla faresi, köstebek gibi hayvanların açtığı deliklerdir ancak
yılanlar da bu deliklere girip kemirgenleri yedikten sonra saklanmak amacıyla
kullanabilirler.
Ne olursa olsun zehirli
veya zehirsiz hiç bir yılanı kesinlikle öldürmeyiniz! Bir çok yılan ülkemizde
koruma altındadır ayrıca kemirgenleri yiyerek sayılarının artmasına engel
olduklarından faydalıdırlar.
ZEMİNDEKİ YILANLARIN İNSAN VÜCUDUNDA GENELLİKLE İLK SALDIRACAKLARI KISIM BEL ALTI , BACAKLAR ÖZELLİKLE DİZ EKLEMİ ALTI, AYAKLARDIR. BUNA KARŞI EN PRATİK KORUNMA YÖNTEMİ AYAĞIMIZDAKİ PANTOLONUN ve AYAKKABI / BOTLARIMIZIN KALIN MALZEMEDEN YAPILMIŞ OLMASINA DİKKAT ETMEKTİR.
GÜNÜMÜZDE KORUNMA AMAÇLI PANTOLON ÜZERİNE VEYA AYAKKABI BOT ÜZERİNE GİYİLEN MALZEMELERDE SATILMAKTADIR.
[TUBE]http://www.youtube.com/watch?v=70TWDVHn3kg[/TUBE][TUBE]http://www.youtube.com/watch?v=s1x7bLCvPBs[/TUBE]
Zehirin
yayılması:
Zehirli Yılan ısırınca,
zehir dişlerinden akan sıvı vücut içine iki koldan yayılır. Bunlardan biri kan
dolaşım sistemidir. Fakat zehir dişinin doğrudan damar içine batması ender
görülen bir olaydır. Böyle olduğunda zehir çabuk yayılır ve birkaç dakika
içinde etkisini gösterir. İkinci yol lenf dolaşım sistemidir. Zehir vücut içine
daha çok bu yol ile yayılır, lenf yoluyla yayılma yavaş olur. Fakat zehrin bazı
toksik unsurları, temasa geldikleri dokuları ve ince damarları tahrip ederek
kan ve lenf in dokular arasına sızmasına neden olurlar. Lenf yoluyla
yayılmada vücudun hareket ettirilmemesi gerekir. Çünkü hareket zehrin
yayılmasını hızlandırır. Zehrin lenf yoluyla yayılması önlenmezse. Sonuçta
zehir kana karışmış olur ve daha tehlikeli bir durum ortaya çıkar.
Zehir
Miktarları:
Yılanların zehir
miktarları yılanın boyu, zehir kesesinin büyüklüğü ile ilgilidir ama bir yılan
ısırdığında zehrinin tamamını boşaltabileceği gibi dilerse hiç boşaltmayabilir
bu tamamen onun kontrolündedir. Korkmuş veya kızmış bir yılan zehrinin tamamını
boşaltabilir. Yine zehrin miktarı kadar zehir şiddeti (Toksisitesi) de
önemlidir. Bu faktörlerin daha kolay anlaşılması için maxima tabiri kullanılır. Maxima bir zehirli
yılanın bir ısırışta zehrinin tamamını boşalttığında öldürebileceği 70kg lık
adam sayısına denk gelir. Örneğin maximası 15 olan Kobralar bir ısırışta
enjekte ettikleri zehirle 70 kg ağırlığında 15 insanı öldürebilirler.
Türkiye'deki zehirli yılanların maximaları 1'den daha düşüktür ve sağlıklı bir
insan için öldürücü değildir, ısırılan yer şişer ve bu yerde devamlı ağrı
duyulur. Daha ileri durumlarda nekrozlara da rastlanabilir Türkiye'deki
yılanların zehri ancak küçük memeliler veya sürüngenler (Fare, tavşan,
kedi, köpek, kertenkele vs.) için öldürücüdür. Ancak bu yılanlar
tarafından ısırılan bir kişiye de hiç vakit kaybetmeden derhal ilk yardım
uygulanmalı ve gerekiyorsa yılan serumu (Antiserum) yapılması için derhal
hastaneye kaldırılmalıdır.
İlk
Yardım:
Böyle bir
durumda yapılacak ilk işler aşağıdadır.
Isırılan kişi, ısıran
yılanı yakalamaya çalışmamalıdır; çünkü bu durum diğer ısırma ve yaralanmalara
sebep olabilir, ayrıca hareket zehirin yayılmasını çabuklaştırır.
Hastahanelerde farklı yılanlar için farklı tip antiserumlar yoktur bu bakımdan
yılanın türünü hassas olarak belirlemenin fazlaca bir anlamı da yoktur. Her
yılan ısırması zehirli bir yılan ısırması anlamına gelmez, çoğu kez insanlar,
zehirsiz yılanlar tarafından ısırılır. Hatta zehirli bir yılan ısırsa bile her
zaman zehir enjekte etmeyebilir.
Yılan türlerinin
ısırmalarında, şayet zamanında önlem alınırsa, ölüm çok enderdir. Tedavi edilmemiş engerek
ısırmalarında dahi 24 saat içinde bir ölüm olayına pek rastlanmaz. Bununla birlikte yılan ısırmaları
ciddiye alınmalıdır. Derhal bir vantuz yada ucu kesilmiş plastik enjektörle
mekanik emme yapılmalıdır, asla ağızla emme yapılmamalıdır bu ağız yoluyla
zehirlenmeye neden oalbilir. Şayet yarım saat içinde ısırılan yerde bazı
belirtiler ortaya çıkarsa bir zehirlenme ihtimali vardır. Bu durumda tedaviye
geçmek için vakit kaybedilmemelidir. Ancak telaşlanma ve heyecan aynı şekilde
tehlikeli olabilir. Bu bakımdan hasta yatırılmalı ve sakinleştirilmelidir.
Bazı hassas
kimselerde (yılan zehirine aşırı duyarlı) ısırılma olayından hemen sonra
kasılmalar ortaya çıkar, bu durumlarda mümkün olduğunca çabuk tıbbi yardım
gereklidir.
Eğer bir
zehirli yılan tarafından zehirlenme olayı gerçekleştiyse:
Türkiye'deki zehirli
yılanların neredeyse tamamı Vipera cinsine aittir, yani Engerekdir.
Engereklerin zehri kanın yapısını bozar bir kişi engerek tarafından ısırıldıysa
ve engerek hatırı sayılır miktarda zehir enjekte ettiyse: Bölgesel ağrı, şişme,
ödem, deri renginin değişmesi ortaya çıkacaktır. Bazı durumlarda yara ve
hastanın dişetlerinde kanamalar meydana gelir. Ciddi zehirlenmelerde ise dirsek
ve diz üzerine geçen şişmeler veya kanamalar 2 saat içinde görünebilir.
1) Isırılan yeri su ile yıkayıp
üzerindeki yüzeysel zehirden kurtulun, ısırma yerini kesinlekle ovuşturmayın
ve 8-10 cm. kadar üzerinden bir bağ ile (mendil, kravat, serum lastiği)
ile sıkmak. Bağ ne çok gevşek nede çok sıkı olmalıdır ve arada
gevşetilmelidir.
Buradan amaç deri altındaki lenf hareketini durdurmak ama kan dolaşımına engel
olmamaktır, baskı bu düzeyde olmalıdır, bilekteki nabız atışı hissedilmelidir.
Ayakta ise nabız atışı topuktan alınmalıdır. Hastaya kesinlikle alkol
VERİLMEMELİ, Antihistaminik ilaçlar VERİLMEMELİDİR.
2) Eğer ısırık zehirli yılan ısırığıysa
ve yılan zehir boşalttıysa (ki her yaklaşık 3 ısırma olayından birinde
boşaltmayabilmektedir) eğer hastayı 1 saat içerisinde bir hastahaneye yetiştiremeyeceksek
o zaman (Bunu ısırma yerine yakın çok büyük ağrı, şişkinlik, ödemli kızarıklık
ve morarma oluşmasıyla anlarız.) Isırılan yerin biraz üstünü antiseptik (Alkol,
tentürdiyot vs.) ile temizledikten sonra temiz bir enjektörün ön kısmını bıçak
ile kesip bir çeşit emme pompası oluşturup, bununla ısırın yerini emdirerek
zehrin boşaltılmasını sağlamamamız gerekir. Bu olayın ısırmadan ilk 15 dakika
içinde yapılması çok faydalıdır yarım saat geçtikten sonra yapılacak
müdahalelerden fayda sağlanamamaktadır.
3) Lenf ve bununla birlikte zehrin
çıkması için emme işleminin vantuz ile yaklaşık 15-20 dakika boyunca çekilmesi
gerekir. Plastik büyükçe bir şırınganın ön kısmı kesilerek vantuz olarak
kullanılmalıdır ve zehir bununla emilmelidir. Kesinlikle insizyon (kesi)
yapılmamalıdır. Hasta mümkün olduğunca yavaş hareket ettirilmeli ve kendisine
kesinlikle alkollü içecek verilmemelidir çünkü bu zehrin kana karışmasını
hızlandırır..
Hastaya hiç bir tedavi uygulanmasa bile ölüm olayı (Yılan büyükse ve tüm zehirini
boşalttıysa ve ısırılan kişi sağlıklı değilse) 24 saatten önce
gerçekleşmez bu yüzden acele edip yanlış bir hareketten kaçınılmalıdır. Yılan
zehirinin enjektörle emilmesi işlemi yılan ısırmasından hemen sonra yapılırsa
etkisi artar ısırma olayından yarım saat geçtikten sonra yapılacak olan emme
işleminin bir faydası olmaz.
4) Hastaya Yılan Antivenomu enjekte
etmek ve diğer rahatsızlıkları bakımından tedavi altına almak için, en kısa
zamanda bir doktora başvurması veya bir hastaneye götürülmesi gereklidir Gerekiyorsa yılan
antivenomu bir doktor nezaretinde yapılmalıdır çünkü serum, sadece 2. ve 3.
tür zehirlenmelerde uygulanır. Çünkü bir görüşe göre panzehir aşırı duyarlılığı
olan kişilerde ölümcül anaflaktik şoklara neden olabilir. Eğer yukarıda belirtildiği
gibi hastanın ısırılan yeri mekanik emme yöntemiyle emildiyse 1. tür
zehirlenmelerde yılan serumu uygulaması yapılmamaktadır.
Bu arada yeri gelmişken bu
dereceleri ve doktor tarafından uygulanacak serum dozunu yazalım.
1. Derece: Yılanın soktuğu yerde şiddetli ağrı
ve zonklama diş çevresinde 3-6 cm arası ödemli kızarıklık, görülür. Zehir
emildiyse seruma gerek yoktur, 12 saat içinde belirtiler kaybolur. Zehir
emilmediyse baldırın ön-yan yüzü veya kalçadan 1 ampul yılan serumu yaptırmak
(Bir doktora) yeterlidir. (Önceden antiseruma alerji olup olmadığı kontrol
edilmelidir)
2. Derece: 1. derecedeki belirtilere ilaveten,
şişkinlik ve kızarıklıklar vücuda yayılmaya başlar, ödemli bölgede kanamalı
lekeler ve morluklar belirir. Bunlara ilave olarak; Terleme, bulantı, kusma,
karınağrısı, hafif ateş varsa, bu 2. dereceden bir zehirlenmedir ve doktor
tarafından 1 ampul yılan serumu iv. olarak, bir ampul de kalçadan olmak üzere
toplam 2 ampul serum yaptırılır (doktor nezaretinde).
3. Derece: 1 ve 2. Derece zehirlenmelere
ilaveten, belirtiler büyüyerek artarsa, vücut ısısı düşmeye başlar, nabız
atışları artar ve hasta şoka girerse bu 3. dereceden bir zehirlenmedir ki. Bu
durumda hastahanede doktor tarafından damardan en az 5 ampul serum yapmak
gerekir
4. derece: (Türkiye'deki yılanlarada görülmez)
Genellikle çıngıraklı yılan sokmalarında görülen çok daha ağır belirtiler
gösteren bir zehirlenmedir, Türkiye'deki yılan türlerinin ısırmasıyla bu tür
zehirlenme olamayacağından, akılları karıştırmamak için bu tür zehirlenmeyi
anlatmıyorum.
Yanlız şunu da belirtmekte
fayda var ki; Bu müdahalelerin hepsinin hastahanede yapılması gereklidir ayrıca
hasta müşahade altına alınmalı Tansiyon kontrol altına alınmalı, kan sayımı
yapılmalı, kandaki fibrinojen düzeyi, trombosit sayısı, protrombin zamanı, azot
düzeyi ve elektrolitler incelenmeli, hatta bunlar 2-8 saat arayla
tekrarlanmalıdır. Ayrıca alyuvarlardaki olası yapısal değişiklikler belirlemek
amacıyla periferik yayma da yapılmalıdır. Tansiyon düşmesine eşlik eden asidoz
(kanda asitlik düzeyinin yükselmesi) durumunun sık sık laktat düzeylerinin
ölçülmesi gerekir. İdrar incelemeleri sonucunda olası alyuvar yıkımına bağlı
hemoglobinin ve olası kas dokusu yıkımına bağlı miyoglobin varlığı
belirlenebilir. Dışkıda gizli kan da aranmalıdır. Tedavi buna göre
sürdürülmelidir. Eğer bu kişiye daha önce yılan serumu uygulandıysa bunu
doktora mutlaka söylemek gereklidir çünkü yılan serumları aynı kişide 2 veya 3.
kullanımdan sonra hastanın anaflaktik şoka girmesine neden olabilir varsa bu
durum doktora önceden bildirilmelidir.
Tabi bu saydıklarım çok
ağır vak'alar için geçerlidir ki Türkiye'de bu türden ölüm olaylarına fazla
rastlanmamaktadır. Türkiye'deki yılan sokmalarında eğer zehir yukarıda
anlatıldığı biçimde bir enjektör yada başka bir mekanik yöntemle (ağızla değil)
emildiyse en fazla 2. dereceden bir zehirlenme gerçekleşebilir o da hasta büyük
bir engerek tarafında ısırıldıysa ve engerek bütün zehirini enjekte ettiyse.